Egea Club İnternet Sitesi

Reklam Verin Reklam Verin
Reklam Verin Reklam Verin
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı
  

Şifreniz
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler 9,143
» Son Üye ssadettinozcan
» Toplam Konular 3,261
» Toplam Yorumlar 24,455

Detaylı İstatistikler

Son Yazılanlar
Urban Paket araçlar için ...
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: A.Bozoğlu
17-05-2024, Saat: 16:53
» Yorum 28
» Okunma 12,543
1.6 Otomatik Egea Şanzıma...
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: beyazinci
16-05-2024, Saat: 15:41
» Yorum 0
» Okunma 6
EGEA SEDAN ARKA CAM ÖNÜ P...
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: bycengiz
12-05-2024, Saat: 00:55
» Yorum 2
» Okunma 13
EGEA CROSS 1.6 DCT silkel...
Forum: Fiat Egea Station Wagon
Son Yorum: Raskolnikov
10-05-2024, Saat: 23:37
» Yorum 1
» Okunma 33
Fiat Egea Cross Hibrit Yo...
Forum: Fiat Egea İstek, Öneri, Şikayet, Anket
Son Yorum: bigbrother
09-05-2024, Saat: 21:32
» Yorum 1
» Okunma 11
7" Ucoonnect teyp yazılım...
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: canr6
09-05-2024, Saat: 18:36
» Yorum 2
» Okunma 52
Fiat Egea Kapı Trim Sesi
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: asarman
05-05-2024, Saat: 17:39
» Yorum 55
» Okunma 34,325
Direksiyon tuşları ve ark...
Forum: Fiat Egea Teknik Yardım
Son Yorum: turkerzafer
30-04-2024, Saat: 22:41
» Yorum 5
» Okunma 59
Eper
Forum: Fiat Egea Genel
Son Yorum: ersinbayram14
28-04-2024, Saat: 13:40
» Yorum 1
» Okunma 2,066
Egea Orjinal 18" JANT Mon...
Forum: Fiat Egea Lastik ve Jant
Son Yorum: Fiat Çıkmacısı
26-04-2024, Saat: 12:16
» Yorum 0
» Okunma 7

 
Thumbs Up Fiat Egea Abarth 2015 Videosu
Yazar: EgeaClub - 20-09-2015, Saat: 11:41 - Forum: Fiat Egea Sedan Abarth - Yorum Yok

Bu konuyu yazdır

Thumbs Up Fiat Egea Abarth Fotoğrafları
Yazar: EgeaClub - 20-09-2015, Saat: 11:33 - Forum: Fiat Egea Sedan Abarth - Yorum Yok

[Resim: images?q=tbn:ANd9GcRJtG3K281wCskD9xlosdc...zaVLoslX2g]
[Resim: images?q=tbn:ANd9GcRz_De1lzO-wZFhNkY-PQ1...ZxQ0LNRlOs]

Bu konuyu yazdır

  Egsoz Dumanları Hakkında Bilgiler
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:44 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum Yok

KARADUMAN : İs ve yanmamış karbon nedeniyle meydana gelen zengin karışımların sonucunda oluşur. Yakıt yanarken yeterli derecede hava bulunmayışı ve diğer nedenlerden oluşur. Bu nedenler : 

Motorun fazla yüklenmesine bağlı olarak fazla yakıt gelmesi. 
Kısıtlı hava akımı veya tıkanmış hava filtresi. 
Düzensiz yakıt püskürtülmesi veya patlama hücresine düzensiz yakıt girmesi. 
Enjeksiyonun gecikmesi,yani güç püskürtme. 
Enjeksiyonun başlamasıyla yakıtın ateşlemesi arasındaki sürenin kısa oluşu. Bunun neticesinde havayla yakıt iyice karışmadan ateşleme meydana gelir. 
Düşük kompresyon basıncı . 
Fazla yakıt püskürtme veya atomize olmadan damlama. 


MOTORUN FAZLA YÜKLENMESİ : Kara duman motorun fazla yüklenmesinin tipik bir sonucudur.Gönderilen ilave yakıt havayla karışıp yanacak vakit bulamamaktadır. Egzost sübapları açıldığı zaman fazladan gelmiş olan yakıtın yanması tamamlanmadığı için duman teşekkül eder. Bu tamamen yakıt hacmiyle ilgili olup hangi yakıt kullanılırsa kullanılsın meydana gelir. 



KISITLI HAVA AKIMI : Yetersiz hava, hava filtrelerinin tıkanması,iki zamanlı motorların deliklerinin tıkanması veya egzost susturucularının tıkanması sonucunda görülür. Yanma için gerekli hava az olunca daha fazla yanar ve bir motorun duman çıkarmadan taşıyabileceği yük miktarı azalır. 



YAKIT PÜSKÜRTÜLMESİ : Enjektör meme deliklerinin tıkanması veya bozulması yakıtın silindirde düzensiz olarak dağılmasına neden olur. Bu da duman yapan zengin karışımları meydana getirir. Çok yüksek enjektör basınçları veya çok düşük yakıt yoğunluğu o kadar ince bir sprey oluşturur ki bunun havanın içine yeterince karışması mümkün olmaz . Memeden uzakta bulunan hava yanma işlemine katılmaz, yakıt az havayla yanar ve duman ( siyah ) teşekkül eder. Kısmen tutuk bir enjektör iğnesi enjeksiyon zamanını değiştirir ve duman meydana getirerek çalışmayı bozar, buda yakıtla havanın kötü karışmasının bir sonucudur. 



GEÇ ENJEKSİYON : Yakıtın geç enjeksiyonu geç ateşlemeye sebep olabilir, bu durumda yakıt tam olarak yanmaz ve kara duman oluşur. Ateşleme çok geç olup eksik yanma olduğu takdirde “ beyaz duman” (Buharlaşmış yanmamış yakıt ) meydana gelir. Motor iyi durumdaysa enjeksiyon vaktini ileri almak, beyaz dumanı yok edebilir. 



MAVİ DUMAN : Mavi duman yakıtla ilgili değildir. Bu fazla miktarda motor yağının ateşleme hücresine gelerek yanması sonucu oluşur. Bunun sebebi de, yağ segmanlarının aşınması, supap kayıtlarının aşınması veya turboşarj şaft keçesinin e****esidir. Yağ seviyesinin çok yükseldiği yağ banyolu hava filtreleri de motor yağ sızdırabilir. Duman oluşturan bu sebeplerin yakıt kalitesiyle ilgisi yoktur. 



BEYAZ DUMAN : Dumanda beyaz rengi,egzosta bulunan yakıt parçacıkları verir. Genel olarak beyaz duman soğuk çalışma sonucunda oluşur. Soğuk bir motor ısınana kadar beyaz egzost gazı; başlangıçta içindeki su buharının yoğunlaşması sonucu beyaz duman gözükür. Beyaz duman aşağıdaki durumlarda görünür 



1. Motorun fazla ısınması. 

2. Eksik yanma ( Genellikle geç enjeksiyona bağlı ). 

3. Silindir duvarlarına yakıt spreyi çarpması,soğuması ve birikim yapması. 

4. Düşük kompresyon . 

5. Az uçucu yakıt. 

6. Düşük seton numarası ( ateşlenmenin çok gecikmesi ).

Bu konuyu yazdır

  Karbon Temizleme (Carbon Clean) Nedir?
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:33 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum (1)

Karbon Birikimi Nedir ve Nasıl Oluşur?

Karbon birikimi içten yanmalı benzinli ve dizel motorlarda bir HC bileşiği olan yakıtın yanma odasında hava ile yakılması sonucunda meydana gelen kurum adını verdiğimiz karbon depozitlerinin birikmesi ile zaman içinde supap yüzeylerinde, piston yüzeylerinde, yanma odası çeperlerinde ve segmanlar etrafında oluşur. Bu birikimler motorun hava emme kapasitesinde azalma meydana getirir. Hava emme kapasitesi azalan bir motorun volümetrik verimi düşer.*


Karbon Birikimi Araçlarda Ne Gibi Problemler Yaratır?


• Silindir kompresyonlarının düşmesi*
• Motor gücünde azalma*
• Fazla yakıt tüketimi*
• Egzoz emisyonlarında artış*
• Bozuk rölanti*
• Hızlanma kabiliyetinde azalma*
• Soğuk havalarda zor çalışma*
• Motorun silkeleyerek çalışması*


Karbon Temizleme Nedir?

Karbon temizleme içten yanmalı 4 zamanlı benzin ve dizel motorlarda yakıt besleme sistemleri ile supap yüzeyleri, piston yüzeyleri, yanma odası çeperlerini motordan herhangi bir parça sökmeden temizleyen bir sistemdir.*


Karbon Temizliğinin Yararları Nelerdir?

• Çok kirli motorlarda %15 e kadar sağlanan yakıt tasarrufu, ortalama olarak %3-5 civarındadır.*
• Zararlı egzoz emisyonlarının azalması, benzin motorlarında %40 ın üzerinde, dizel motorlarda ise %75 e ulaşan değerlerde tespit edilmiştir. Partikül emisyonlarında azalma ortalama %30 un üzerindedir.*
• Motor performansı artar. Dizel motorlarda gücün genelde %10-bazı ölçümlerde %30-artması normal sonuçtur. Benzinli motorlarda temizleme işleminden önce görülen ilk çalıştırma zorluğu, tekleme, düşük devirde sert çalışma ve benzeri şikayetler ortadan kalkar.*
• Karbon temizleme işlemi düzenli olarak (her 25.000 km.de bir) yapıldığında motorun ömrü uzar.*
• Parça değiştirilmesine gerek kalmadan bu tür harcamalar önemli ölçüde azalır.*
• Bakım ve işçilik masrafları ve süresi azalır. Yakıt enjeksiyon sisteminin dizel motorlarda bakımı bir günü, hatta daha fazla zamanı alabilir. Tüm motorlarda Karbon temizleme işlemi en fazla bir saat sürer.*


Karbon Temizleme Niye Etkindir?
Günümüz benzin ve dizel motorlarının kalbi yakıt püskürtme sistemidir. Enjektörler, yakıtı çok ince bir sprey halinde ve konik biçimde püskürtürler. Zamanla ısı, yakıt kirliliği ve kullanım sonucu sistem kirlenmektedir. Enjektörlerin yakıt püskürtme deliklerinin 0,5 mm veya daha küçük çapta olduğunu düşünürsek en ufak kirlenmede tıkanmaları doğaldır. Ayrıca dizel veya benzin motorlarında yanma hücrelerinin, pistonların, valf ve yuvalarının, kısaca yanma dolayısıyla zor şartlarda çalışan parçaların kirlenmeye açık olduğu unutulmamalıdır. "Karbon Temizleme" işlemi yakıt sistemini temizleyerek motoru yenilemekte, ayrıca yanma yüzeylerini yumuşak karbon birikimlerinden arındırmaktadır.*

__________________________________________________ _________________

Ülkemizin yakıtları malum..En iyisi avrupadaki yakıtların yarısı kalitesinde bile değil...Dizel motorlarımızın yakıt sistemi komponentleri tamamen yakıt ile yağlanmaktadır..Kullandığımız yakıtların yağlama vasfı düzeyi avrupadaki yakıtlardan çok daha aşağılardadır..Ve yağlama vasfı düşük olan yakıtlar yakıt sisteminin miadını çabuk doldurmasında önemli rol oynar..Ülkemizin yakıtlarlarıyla çalışan dizel motorlarımız zaman içerisinde yakıtın, yakıt sistemindeki hassas parçalarda bıraktığı yapışkan katranımsı maddelerden sebep düzensiz çalışmaya ve ileri derece problemlerinden hiç çalışmamaya başlıyacaktır..Dizel motorlarda yanma sonucu açığa çıkan isli eksoz gazının belirli oranda bi kısmı, araçlarımızdaki EGR sistemleri vasıtasıyla tekrar emme manifolduna bırakılmaktadır..Motor karter havalandırmasından gelen motor yağ buharı ve turbonun azda olsa emme kanalına saldığı yağ bu eksoz gazı ile birleşip çamur gibi manifold cidarlarına yağlı kurum şeklinde yapışır kalır..Bu kurum oluşumuna zamanında müdahale edilmez ise..Bir müddet sonra sekman kırmaya varana kadar türlü türlü problemler çıkarmaya başlar..İşte Carbon Clean işlemleri kendilerini buralarda gösterirler..40 bin km de başlanıp her 20 binde periyodik olarak yapılmasını şiddetle tavsiye ediyorum..

Bu kimyasallar ile mavi olanı 1 e 2 oranında mazotla karıştırıp özel makinası ile araca tatbik ediyoruz..Motorun yakıt beslemesi makina üzerinden sağlanıyor..Böylelikle Yakıt pompası,Basınç regülatörü süzgeçi,Enjektörler,piston kafası ve eksoz subabına yapışmış olan kurum ve katranları söküp atıyor..
Sarı olanı ise manifold temizleme sıvısı..özel bir spray tüpü ile basınçlı olarak pulvarize bir şekilde manifolda enjekte ediliyor ve bahsettiğim kurumlu yüzeylerdeki kurumu çözerek zamanla ortadan kaldırıyor..Özellikle yoğun kurum bağlamış manifoldlarda kurum ilerleyip emme subaplarının çalışma yüzeylerine birikir..bu birikim biraz kalınlaştığında subap tam kapanamamaya başlar ve motorun sıkıştırma oranı düşer..Emme manifoldu temizleme sprayinin içeriye enjekte ettiği kimyasal subap çalışma yüzeyine biriken kurumuda parçalayıp yerinden kalkmasını sağlar..

Kurum oluşumunun önüne geçmenin tek yolu ise EGR sistemindeki egsoz gazı sirkülasyonunu engellemektir..Bunun bir kaç yöntemi var ve mutlaka her araçda engellenebilir..EGR sistemi kapatılan araçlarda kurum oluşumu tamamen yokolur..

Arkadaşlar bu konu önemli..gereken özeni göstermenizi tavsiye ederim..Bu ürünün ülke genelinde 1000 den fazla uygulama merkezi var...Tek dikkat etmeniz gereken ürünün markası dır..Çok fazla taklidi vardır..MotorVac Carbon Clean ibarelerini arayın koyulan kimyasal kutusunda....

Bu konuyu yazdır

  Debriyaj hakkında herşey
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:31 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum (2)

Motorun dönme hareketini isteğimize göre ayrıca istediğimiz dozda aktarma organlarına ileten sistemdir.


Sistem basit olarak baskı,balata ve ayırma rulmanından oluşur..

Detaylı bakacak olursak ;

Volan yüzeyi , debriyaj balatası , baskı , ayırma rulmanı , ayırma çatalı yada hidrolik sitemlerde ayırma düzeneği bulunur.

dahada derine inersek; hidrolik sistemi fren hidrolik kabına bağlayan kauçuk hortum , telli sitemlerde debriyaj kablosu ve debriyaj pedalı işin içindedir.

[Resim: clutch.jpg]

[b]Sistemin çalışması ;

Debriyaj pedalı basılmamış konumdayken baskının üzerindeki yaylar ile volan ve baskı üzerindeki sürtme yüzeyleri arasında sıkışmış konumdadır.

Debriyaj sorunsuz ise motor ve aktarma sistemi bireşmiş durumdadır. birinden gelen dönme hareketi diğerine aktarılır.

Debriyaj pedalı basılırken baskı üzerindeki yayları ittirir bu ise balatanın volan ve baskı yüzeyi arasında boşta dönmesine olanak verir.

[b]Debriyaj balatasının baskı üzerinde sürtünen yüzeyi ;

[Resim: clutch-fig4.jpg]

[b]Sürtünen balata (biten parça) ;

[Resim: 200px-Clutchdisc.jpg]

[b]Debriyaj balatasının diğer yüzünün volan üzerinde sürtünen yüzeyi ;

[Resim: resim827cs7.jpg]


Sistem çok basit mantıkla çalışıyor...

Debriyaj balatası sert bir balatadır. Sürekli kullanımda olduğu için malzemesi daha dirençlidir.

Balatanın üzerindeki yaylar kilitli durumda gaz verip çekmeler ve ilk temas durumundaki şoku bir nebze olsun bertaraf eder.

[b]Olay şöyle olur ;

Debriyaj pedalı bırakılırken baskı üzerindeki yaylar marifetiyle balata volan ve baskı arasında sıkışır. ilk temas gerçekleşir tam sıkışma gerçekleşirken balata üzerindeki yaylarda sıkışır ve hareket başlar. bu yaylar sürekli yüktedir. gaz verip bırakma durumunda serbest kalır veya tekrar yüke girer.

[b]Balatanın ömrünün bittği şöyle anlaşılır ;

Torku yüksek olan bir viteste (mesela 1. vites) ani gaz verme durumunda devir birden yükselir ancak araç devire oranla hızlanmaz yada gaz pedalına birden basılıp çekilir, motorun bu sarsılmasına debriyaj ayak uyduramaz ve yine devire oranla gitmeyen bir araç tablosu ortaya çıkar.

Kullanım alanlarına göre çeşitli debriyajlarda bulunur . [b]Bunlardan en bilineni yarış debriyajlarıdır ;

[Resim: clutch_16vrigid.jpg]

Sistemde baskı volana montedir. Balata ise şanzıman üzerinden gelen mile bağlanır.

Bitik bir sistemle gitmek balatanın volan yüzeyini zedeleme ihtimali olduğundan sakıncalıdır.

Baskı üzerindeki yayların çalışma mantığı gereği balata uç kısımlarından daha fazla aşınır. hatta bu aşınma volan ve baskı yüzeyinde konikleşme olarak görülür.

Debriyaj set halinde değiştirilebileceği gibi. balata olarakta değişebilir ancak tavsiye edilmez. balata üzerine yeni balata çakımıda yapılmaktadır (sürtünen yüzey değişimi, balata sistemi aynen kalıyor)

Uzunca bir süre kullanılan sistemde volan yüzeyi ve baskı torna ile düzeltilebir. ancak set halinde değişimlerde zaten baskı setin içinden çıkar.

Islak tip çok diskli sistemler genelde motosikletlerde kullanılır.
[/b][/b][/b][/b][/b][/b]
[/b]

Bu konuyu yazdır

  Güç ve Tork açıklaması
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:29 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum Yok

Güç ve tork ilişkisi çoğu zaman birçok kişi için karışık gelir. Otomobilleri kıyaslarken bu iki terimi sık sık kullanıyoruz ama çoğumuz hangisinin daha önemli olduğunu bırakın, tam olarak ne anlama geldiğini bile bilmiyoruz. Eski bir söz vardır : Tork yarış kazandırır, güç otomobil sattırır. Bu gerçekten doğru mu? İşte bu yazımızda bu iki başlığı açıklığa kavuşturacağız.

Özetle, güç ve tork tamamen ayrı şeylerdir ve ölçü birimleri de birbirinden farklıdır.

Tork : Tork döndürme kuvvetidir. Hareket ve zamandan bağımsız bir kavram olan torkun ölçü birimi Nm (Newton*metre) dir. Tork bir kol yardımı ile sabit, dönen bir noktaya kuvvet etki ettiğinde yaratılır. Sabit, dönen bir noktaya 1 metre uzunluğunda bir kol yardımı ile 1 Newton (1/9.8 kg. - 9.8 N = 1 kg.) kuvvet uyguladığımızda 1 Nm tork doğar. Otomobillerde tork krank milinde doğar. Şanzıman üzerinden çekiş tekerinin olduğu aksa kadar ilerler ve aksta bağlı bulunan tekerlekler ile yola doğrusal bir kuvvet olarak aktarılır. Tekerleklerin yere aktardığı doğrusal kuvvetli, çekiş tekerinin olduğu aksa iletilen torku bilmek suretiyle kolayca hesaplayabiliriz.

Doğrusal kuvvet = (aksa iletilen tork) / (tekerleğin yarıçapı)

Bir motorun ürettiği tork motorun devrine göre değişir ve grafikte bir eğri ile gösterilir. Bu eğriyi her devirde anlık olarak ölçülmüş tork değerlerini belirten noktalar oluşturur. Sürüş anındaki güç kayıpları göz ardı edilerek krank milindeki torkun, otomobili ilerleten doğrusal kuvvetle herhangi bir viteste her zaman doğru orantılı olduğunu söyleyebiliriz. Tam düz bir tork "eğrisi" olsaydı otomobil hangi viteste, hangi devirde olursa olsun, sabit ivme ile hızlanırdı. Ancak gerçek hayatta tork "eğrileri" düz değildir. tavan yapmak üzere yükselirler ve çok yüksek devirlerde yine düşerler. Bir otomobil, motoru (herhangi bir viteste) en yüksek torkunu verdiği devirde seyrettiği zaman en iyi şekilde hızlanır. Dikkat edin, en iyi hızlanmanın nasıl sağlanacağını belirledik ve daha beygirgücünden bahsetmedik bile.

Güç : Güç, iş yapma oranıdır ve ölçü birimi W (Watt) dır. Torkun aksine güç, zaman ve hareken kavramlarına bağımlıdır. Güç ve tork arasında direk bir bağlantı gösterebiliriz. Bir otomobilin ürettiği güç, motorun çevirdiği devre bağlı olarak değişir ve tipik olarak grafikte bir eğri ile gösterilir. Güç ve tork arasındaki bağıntıyı formüle dökmek gerekirse :

Güç = Tork * (o tork değerinin üretildiği devir) / 5252

Not: Bu formül, sadece, tork lbf, güç de HP cinsinden birimlendirildiğinde geçerlidir.

Bu noktaya kadar öğrendiklerimizi özetleyecek olursak :
- Otomobilin ivmelenmesi, akstaki torkun tekerlekte doğrusal kuvvete dönüşmesidir.
- Herhangi bir viteste en iyi ivme, motorun en yüksek torku ürettiği devirde sağlanır.
- Güç, tork ve devre bağlı bir fonksiyondur.

Eğer bu noktada gücün önemsiz olduğuna karar kıldıysanız yanılıyorsunuz. Lütfen okumaya devam edin.

Şanzıman, otomobilin ivmelenmesindeki en önemli etkendir. Güç ve tork arasındaki ilişkiyi anlatmak ve gücün de yazının bu ana kadarki bölümünde anlatılan kadar önemsiz olmadığını göstermek için, hipotez olarak, birinci vitesi 2:1 oranlı, ikinci vitesi de 1:1 oranlı iki vitesli bir şanzıman ele alalım. Ve bun şanzımanı yine hipotez olarak her devirde, krank milinde 100 Nm tork üreten bir motora bağlayalım.

1:1 oranlı ikinci vites, sürüş milini krank miliyle aynı hızda çevirir ve tam olarak 100 Nm kuvvet yere iletilir (Sürtünme kuvvetlerinin olmadığını var sayıyoruz.). Ancak 2:1 oranlı birinci vites sürüş milini krank milinin yarısı kadar bir hızla çevirir ve krank milinin ürettiği gücün iki katı yani 200 Nm kuvvet yere iletilir. Dolayısıyla otomobilimiz birinci viteste, ikinci viteste olduğundan iki kat daha iyi ivmelenir. İşte bu noktada da beygirgücünün önemini anlatan anahtar yatar. Vites küçültme suretiyle, tekerleklere iletilen maksimum tork (belli bir hız için), otomobilin motoru en yüksek gücü ürettiği devirde çalışırken sağlanır.

Tork çarpımının sonucu olarak diyebiliriz ki, bir otomobil, herhangi bir devirde, motoru en yüksek gücü ürettiği devre getiren bir vites seçildiğinde en iyi şekilde hızlanır. Bu da yüksek devir çeviren küçük motorların, fazla devir çeviremeyen büyük motorlardan bazen üstün oluşlarının sebebidir. Yüksek devirler çevirebilen bir motorda, kranka aktarılan tork az olmasına rağmen tork çarpımı sayesinde tekerleklere çok daha yüksek tork değerleri aktarılabilir.

Bu konuyu yazdır

  Araçlarda Bulunan Sensörler ve Açıklamaları
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:28 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum Yok

Kütle Hava Akış Ölçeri(MAF)

MAF sensör’ü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-EGR valf’ i(Valf açma/kapama kontrolü )
4-Rölanti hava kumanda valf’ i(IAC valf kumandası)
5-Aktif karbon kutusu boşaltma valf kumandası.
YERİ:Hava filtre gövdesinin üzerindedir.

Manifold Basınç Ölçeri(MAP)

MAP sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Rölanti devri düzenlemesi(IAC valf‘i)
YERİ:Emme manifoldu üzerindedir.
NOT:MAP sensörü iki sensör görevi’ de görür(Örneğin emilen havanın hem basıncını hem de sıcaklığını ölçmektedir.)

Emilen Hava Sıcaklık Sensörü(IAT)

IAT sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık
kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Rölanti devri düzenlemesi(IAC valf’i)
YERİ:Hava filtre kutusu üzerinde yada
emiş borusunun üzerindedir.

Gaz Kelebeği Konum Sensörü(TPS)

TPS sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Rölanti devri düzenlemesi(IAC valfi)
4-EGR valf’ i(Valf açma/kapama kontrolü)
5-Emme manifoldu emiş kontrol valfi kumandası.
YERİ:Gaz kelebeği gövdesinin yan tarafına takılmıştır.Hareketini gaz kelebeği milinden alır.

Motor Soğutucu Sıvı Sıcaklık Sensörü(ECT)

ECT sensörü sinyaliyle yapılan işlemler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Rölanti hava kumanda valf’ i(IAC valf kumandası)
4-Aktif karbon kutusu boşaltma valf kumandası.
5-EGR sistemi kontrolü.
6-Radyatör fanının röle aracılığı ile iki devrede çalıştırılması.
YERİ:Genelde termostat muhafazasının üzerinde yada soğutucu sıvı bağlantı borusunun üzerindedir.

Hidrolik Direksiyon Basınç Sensörü(PSPS)

PSPS sensörü sinyaliyle yapılan işlemler;
1-Rölanti hava kumanda valfinin çalışması üzerinde etkilidir.
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Dolaylı olarak püskürtülen yakıt miktarını’ da etkiler.
YERİ:Hidrolik direksiyon pompası ile direksiyon kutusu arasındaki basınç borusu üzerindedir.

Oksijen(Lambda) Sensörü(HO2S)

HO2S sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
3-Aktif karbon kutusu boşaltma valf kumandası.
YERİ:Bu sensör birkaç şekilde konumlandırılmıştır.Aracın altında egzoz sistemi üzerinde yada katalizatör öncesi ve sonrası olarak konumlandırılmıştır.

Araç Hız Sensörü(VSS)

VSS sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Rölanti hava kumanda valfinin çalışması üzerinde etkilidir.
2-Motor freni ile yavaşlarken yakıt kesme işlevi.
3-Hız göstergesi.
4-Yol bilgisayarı.
YERİ:Şanzıman üzerinde takılıdır.Hareketini çıkış milinden alır.

Hall Sensörü (HLG)

HLG sensörü sinyaliyle yapılan işlevler; Eski distribütörlü ve EFI’ li araçlarda CKP sensörünün yerini tutar.
1-Motor devrini ECU’ne bildirir.
2-Birinci silindirin konumunu ECU’ne bildirir.
YERİ : Distribütörün içindedir.

Kam(Eksantrik) Mili Konum Sensörü(CMP)

CMP sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-SEFI püskürtme sistemlerinde enjektörlerin motorun ateşleme sırasıyla püskürme yapabilmesi için CMP sinyaline ihtiyacı vardır.
YERİ:Supap kapağı üzerindedir

Krank Mili Konum Sensörü(CKP)

CKP sensörü sinyaliyle yapılan işlevler;
1-Püskürtülen yakıt miktarı(Enjektör açık kalma süresi)
2-Püskürtme zamanlaması
3-Ateşleme sinyali(Ateşleme avansı)
4-Rölanti hava kumanda valf’ i kumandası
5-Aktif karbon kutusu boşaltma valf kumandası.
6-EGR valf’ i(Valf açma/kapama kontrolü )
7-Emme manifoldu emiş kontrol valf ‘i kumandası.
YERİ:Şanzımanla motorun birleştiği kısımda volan dişlisi yada krank mili kasnağı yakınlarındadır.

Bu konuyu yazdır

  Motor Çeşitleri ve Parçaları
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 12:23 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum (3)

[Resim: motorres1.jpg]




[Resim: bul1.png] Motorun tanımı[Resim: motor2.jpg]
Yakıttan elde ettiği ısı enerjisini mekanik enerjiye çeviren makinelere motor denir.

Motor Çeşitleri
Zamanlarına Göre:


1. Dört zamanlı motorlar

2. İki zamanlı motorlar
Kullanılan Yakıtlara Göre
a. Benzinli motorlar
b. Dizel motorlar
c. LPG motorlar

Yakıtın Yanma Yerine Göre:[Resim: motors.jpg]
1. İçten yanmalı motorlar

2. Dıştan yanmalı motorlar
Yapım özelliklerine Göre
a. Sıra tipi
b. Birbirlerinin karşılarına yatık (Düz, hafif eğik, boksör tipi)
c. Sıra halinde bir açı ile birleştirilmiş (V tipi)
d. Daire şeklinde (Yıldız tipi)

Silindir Sayılarına Göre
a. Tek silindirli
b. Çok silindirli

Soğutma Sistemlerine Göre:
a. Su soğutmalı
b. Hava soğutmalı

Bu konuyu yazdır

  Aerodinamik Hakkında Herşey
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 01:13 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum (1)

[Resim: 1-2.jpg]



*Kelime anlamıyla spoiler ;bozucu veya dağıtıcıdır.Yapılan laboratuar araştırmalarında aracın üstünden akan hava akımının kaportayı terk ettiği arka bölüme konulan spoiler bu bölgenin arkasında oluşturduğu hız düşüşü ve buna bağlı olarak ortaya çıkan basınç artışının araca ilave itme kuvveti sağladığı veya diğer bir deyişle aracın hava direnç kaybını azalttığını ortaya koymuştur.Aracın ön tarafına konulan spoilerin ise rüzgarı yönlendirerek yukarı doğru basınç yapmasını ve böylece otomobilin ön kısmının havalanmasını engellemektedir.


Aeorodinamik, genel anlamda havanın kuvvetsel etkilerini inceleyen bilim dalıdır.K atı bir cisim etrafında akan hava veya hareketsiz duran hava içinde hareket eden katı cisim söz konusu olduğunda hava, aerodinamik kanunlarına uygun davranır. Havanın göreli hareketinden kaynaklanan kuvvetler taşıma ve sürükleme kuvvetleridir. direnç kuvvetleridir. Hava taşımacılığında bu iki kuvvet önemli yer tutarken kara nakil araçları için belli bir hıza kadar sadece direnç sürükleme kuvveti göz önüne alınır. Ancak çok hızlı araçlarda örneğin Formula 1 yarış arabalarında taşıma kuvveti (aracın yol tutuşuyla ilgili olarak) dikkate alınması gereken değerlere ulaşır. Kuvvetler, hızın karesi ile orantılıdır.

[b]OTOMOBİL ÜZERİNDE OLUŞAN KALDIRMA KUVVETİ

Tayfun veya hortum gibi şiddetli rüzgarların tehlikeli olmalarının bir nedeni çok alçaktan eserek yukarıya doğru basınç oluşturup herhangi bir kütleyi havaya savurmasıdır. Benzer bir etki de hızlı kullanılan otomobillerde oluşmaktadır. Bu etki aracın üstünde oluşan emme, altında oluşan kaldırma kuvvetiyle daha çok artmaktadır.

Yüksek hızlı araçlarda aracın üst kaporta yüzeyinin kambur olması doğrusal akım karakteristiği taşıyan hava akımının ( V ) bu bölgede eğrilik sebebiyle hareket yönüne dik bir hız bileşeni kazanmasına ( V2 ) neden olur. Böylece yeni bileşen sayesinde daha büyük değere sahip bir bileşke hız vektörü ( Vb ) ortaya çıkar.

[b]Hızdaki artışa paralel olarak aracın üstündeki basınç düşer. Aracın üstünde oluşan basınç düşmesi araca yukarıdan emme etkisi yapar. Bu etki oluşurken bir yandanda aracın altından giren hava aracı yukarıya kaldırmak için basınç uygulamaktadır. Bu kaldırma ve emme kuvvetleri aracın tekerleklerindeki ağırlık kuvveti etkisini azaltarak kumandanın zorlaşmasına bilhassa viraj halinde aracın kolaylıkla savrulmasına ve hatta yerden havalanıp takla atmasına neden olur.Bu sebeple yarış otomobillerinin alt yapısına eğrilik verilerek yere basma kuvvetini artırmaya çalışılmıştır. Buna rağmen tam bir başarı sağlanamamıştır. Şöyle ki : olanca hızıyla giden bir yarış arabasını rüzgar piste adeta yapıştırır, öte yandan arabanın karoseri rüzgar direncini asgariye indirecek şekilde biçimlendirilmiştir. Rüzgar bir yandan arabayı piste yapıştırırken, öte yandan arabanın altında oluşan hava cereyanı bir karşı güç oluşturur.

Öndeki otomobile fazla yanaşan bir yarış arabasının üzerindeki rüzgar baskısı azalır, çünkü rüzgarın esas baskısını öndeki otomobil karşılar. arkadaki otomobilin sürati artar ancak ön tekerlerin piste olan teması zayıflar.

Bu durumda saatte 300 km hızla giden araç birden bire açıkta kalıp esen rüzgarla karşı karşıya geldiğinde arabanın altından giren hava tekerlerin yerle olan temasını keser ve aracı havalandırır.

1999 yılında 24 saatlik Le Mans yarışında Mercedes ekibinin başına gelen bu olayla ekip yarışlardan çekilmek zorunda kalmıştır.

Normal binek araçlarında tehlike bu boyutlarda olmamaktadır yine de savrulma riski vardır. Porsche 1966'dan 1969'a kadar ürettiği 911 marka araçlarda ağırlık artırımı yaparak soruna pratik bir çözüm bulmuştur. Saatte 225 km hızla giden araçlarının ön tarafına döküm demir sağ ile sol tarafa birer akü koyarak aracın yere yapışmasını sağlamıştır. Teknik açıdan daha akıllıca çözüm ise spoiler kullanımı ile gelmiştir.
[/b]
[/b]

Bu konuyu yazdır

  Turbo Şarj (Turbocharger) nedir?
Yazar: EgeaClub - 19-09-2015, Saat: 01:11 - Forum: Fiat Egea Makale - Yorum Yok

[Resim: otomodifiyeler_turbocharger.jpg]

TurboCharger Türkçesiyle Turbo Şarj motor aşırı besleme sistemlerinden birisidir. Turbo Şarj ve Süper Şarj aşırı besleme sistemleridir. Motoru olması gerektiğinden fazla yakıt ve hava veren bu sistemler sayesinde motordan daha fazla güç alınabilmektedir. 
[Resim: otomodifiyeler_turbo_calisma_prensibi_sistem.png]
Turbo nasıl çalışır sorusuna cevap niteliğinde güzel bir çizimTurbo uygulaması yaptırmak isteyen kişiler araçlarının motorlarını iyi tanımalılar. Zira motorun dayanabileceği en yüksek basınç derecesine kadar zorlanması durumunda artık kullanabilecekleri bir motorları kalmayabilir.Turbo uygulamasının kaç beygir güç vereceği hesaplanabilmesi için motorun özelliklerinin ve turbonun özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Turbo çeşidine ve kaç bar basılacağına göre teknik farklılıklar gösterebileceğinden turbonun vereceği beygir gücü değişiklik gösterebilir. Turbo ile kaç bar basılır sorusunun yanıtını motorunuzda aramanız gerekmekte. Standart Honda Civic Type-R motoruna güvenip 320 beygire çıkaranlar vardır. Turbo her araca fabrika çıkışı sonrasında takılabilir. Ancak takılacak turbo yanma odasına daha fazla hava yollayarak aynı zamanda daha çok benzinin de tüketilmesini sağlamaktır. Turbonun yakıt tüketimine etkisi SüperŞarj kadar fazla değildir.Süperşarjda direk giren yakıt arttırılırken turboşarjda yanma odasına giren hava arttığı için yakıtta artmaktadır.Turbo fiyatları sanılanın aksine çok yüksek değil. Yetkili servislerden almadığınız sürece 600-1000 dolara güzel turbolar alabilirsiniz.Ancak sadece turbo almakla işiniz bitmeyecek. Aracı turbo'ya çevirmenin maliyeti ise sizin kararınıza göre değişmekte. Motora direk turbo bağladığınız zaman alacağınız güçte değişiklik olmamasına rağmen motor ömrünü kısaltacaksınız. Çünkü motor çalışması gerekenden daha yüksek basınç altında çalışacaktır. Bu da bazı parçalarınızın beklenenden daha kısa sürede devredışı kalmasına yol açacaktır. Bu gibi durumlar aracınıza beklediğinizde çok daha fazla masraf açabilir. Motoru kullanılamaz hale getirip yeni bir motor almak zorunda kalabilirsiniz. Turbo uygulamasına başlamadan önce motora , turboya uygun motor altyapısı sağlamalısınız. Türkiyede 1000 beygirlik BMW E36 kasa Turboşarjlı M3 ler bulunmakta. Bunlar genelde yurtdışından getirilen parçaların kit olarak bir arabaya uygulanması ile yapılmakta. Turbo ile güçlendirilen araçlarda sadece motor altyapısı olarak değil aynı zamanda yol tutuş ve fren bağlamında da bir iyileştirme yapılması gerekmektedir. Aracınız olması gerektiğinden fazla hızlı bir araba olacağından çok daha yüksek süratlerde durabilmenizi sağlayacak fren sistemlerine ve yüksek süratlerde arabanın kontrolünü kaybetmemenizi sağlayacak yol tutuş elemanlarını da arabanıza uygulamanız gerekmektedir.Aşağıda dragturk.com dan alınan turboşarj hakkında bir yazı bulunmakta. Turbonun görevleri nelerdir? Turbo nasıl çalışır? Turbonun görevi daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı arttırmaktır. Motorda soğuk hava sıcak havadan daha yoğundur. Bu yüzden motordan içeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli olur. Bu sayede de üretilen güç ve tork da fazlalaşır. Otomobillerin soğuk havalarda daha iyi performans sergilemesinin sebebi budur. Turbo ise daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı artırır. 

Turboşarj ve Süperşarj
Otomobilin performansını en üst noktaya çıkarabilmek için kullanılan iki farklı sistem vardır. Bunlar süperşarj ve turboşarjdır. 

Süperşarj
Süperşarj aslında basit bir kompresördür. Dışarıdan gelen havayı basınçlı bir şekilde içeri püskürtecek şekilde dizayn edilmiştir. Süperşarjın iki farklı çeşitte uygulanması mümkündür. Emme manifoltu ile throttle body arasına veya throttle body'nin önündeki hava girişine monte edilebilir. Eğer emme manifoltu ile throttle body arasına monte edilirse, enjeksiyon sisteminde mekanik bir değişiklik yapmadan benzin akışının ayarlanması mümkün olur. Bu genellikle yarış otomobillerinde de tercih edilen daha pratik bir sistemdir. Eğer süperşarj throttle body'nin önünd monte edilirse, gelen basınçlı havayı karşılamak için normalden daha yüksek basınçla yakıt püskürtülmesi gerekecektir. 

Çalışma sistemi
Süperşarjın içindeki kompresör çalışma gücünü yine motor kayışlarından ve dişlilerden alır. Bu çalışma için turboşarja göre daha fazla güç gerektiren bir sistemdir. Ayrıca sağladığı sıkışma sebebiyle motorun çabuk yıpranmasına sebep olmaması için motor kompresyon oranı pistonların değişmesi suretiyle düşürülmelidir. 

Süperşarj daha fazla benzin tüketebilir
Aynı silindir hacminde ve aynı yanma odalarına sahip iki motordan, süperşarj uygulanmış olan motor aynı büyüklük içinde daha fazla sıkıştırma ile çalışacak ve daha fazla benzin yakacaktır. Buna karşılık turbo uygulamasındaki kadar yüksek güç veremeyecektir.

Turboşarj'a göre avantajlı
Turboşarj uygulamasında, turbonun devreye girmesi için yanan gazın geri dönmesi ve türbünü doldurması gerekmektedir. Fakat süperşarj uygulamasında turbonun devreye girmesi için gereken zaman ve motor devri, süperşarjın devreye girmesi için gerekmemektedir. Gaz pedalına ilk basıldığı anda açılan süperşarj, en alt devirden itibaren gücünü gösterecektir.

Turboşarj
Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır. Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz süpaplarından egzoz manifoltuna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmı türbüne girer.

Türbün dolar
Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık yüzde 50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.

Motor patlayabilir
Süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır. Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün yüzde 50'lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.

Kullanımdan sonra soğutulması şart
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapsolacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.

Fabrika çıkışı otomobillerde kullanılıyor
Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır. Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW'nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.

Bu konuyu yazdır