16-08-2016, Saat: 12:10
Türk yapımı bir otomobille dünyayı dolaşma fikri nereden çıktı?
Bu model de AutoBest seçilince bunun ötesinde daha ne yapabiliriz diye düşünürken Tofaş’ın CEO’su Cengiz Eroldu bir basın toplantısında “Dünya bizim oyun alanımız” dedi. Ve o andan itibaren bu maceranın fikri oluşturulmuş oldu. Ben zaten yıllardır uzun yol projeleri yapıyorum. Bu sözleri duyduğum anda “Dünyanın etrafını bu otomobille bir dönelim” dedim. Benim ilk okuduğum kitap Jules Verne’nin ‘80 Günde Devri Alem’i. Ben de bu devr-i alemi yerli malı bir otomobille yapmak istedim.
Rotayı nasıl belirlediniz?
Çok fazla seçeneği düşündük. Otomobil için zorlu bir etap olmasını istedik. İklimle, doğa şartlarıyla mücadele etmeliyiz, düz otobanlarda gitmek değil hedefimiz. Düz yolda gidersek işin heyecanı kalmaz!
Nerelerden geçiyorsunuz?
Bursa’dan yola çıkıp, güzel bir Batı Karadeniz rotası çizerek kuzeye çıkacağız. Varna, Köstence oradan da Moldova üzerinden yolumuza devam edeceğiz. Soğuklara yakalanmadan Sibirya’dan geçeceğiz. Daha sonra Orta Amerika’ya devam ediyoruz. Meksika’ya gideceğiz. O bölgede herkesin korktuğu ülkeler vardır. Biz oralarda büyük bir keyifle geçeceğiz. Panamaya ineceğiz, oradan İngiltere’ye geçip daha sonra Türkiye’ye döneceğiz. Ve tam tur oluşturacağız. Bu arada bir aksilik olmazsa bize ilham veren Jules Verne’nin mezarını ziyaret edeceğiz.
Böylesine zorlu bir yolculuğa çıkmak sizi korkutmuyor mu?
Araca çok güveniyorum. Zaten güvenmesem böyle bir yolculuğa çıkmak çılgınlık olurdu. “Rahat rahat yaparız yahu!” diyorum şu anda. 40 bin kilometreden bahsediyoruz. Bunun 17 bini gemide olacak ama 33 bin kilometre yapılacak. 80 günün 50 günü gazlayarak gideceğiz. Aracın dayanıklılığı o nedenle çok önemli. Özellikle Baykal Gölü’nün doğu tarafında 2000 km asfaltsız yolda gideceğiz.
Kaç şoförle çıkıyorsunuz yola?
Tek başıma. Yanımda bir de fotoğrafçımız olacak. Ancak onun kullanması sözleşmeler gereği de mümkün değil. Şöför değiştirerek gidersek işin bir esprisi kalmaz. O şekilde herkes gider! Destek ekibi ya da güvenliğimiz de yok.
Yolda bir aksilik olursa?
Diyelim lastik patladı?
Değiştiririz. (Gülüyor)
Çılgın bir proje bu!
Tüm Türkler çılgın değil midir zaten?
Tamam araca çok güveniyorsunuz. Ama peki kendinizi nasıl hazırladınız bu yolculuğa?
Benim için otomobil kullanmak işin en keyifli kısmı. Mesela herkes yolda giderken radyo açar, müzik dinler ama ben otomobilin sesini dinlemeyi sevdiğim için hiçbir şey açmam. Onun süspansiyonu nasıl çalışıyor, yol gürültüsü nasıl, motorda bir sorun var mı diye. Teyip açtığım zaman otomobilimi ihmal ettiğimi düşünürüm.
En lüks modeli istemediniz. Standart bir otomobil istediniz. İnsanlara ilham olmak gibi bir arzunuz da var mı?
Bizim insanımız macerayı, keşfetmeyi çok seviyor. Bu nedenle herkese ilham vericek. Bir rota belirleyip kendi araçlarıyla yola çıkabilirler. Ayrıca hiçbir ayrıcalığa başvurmadan yapacağız bunu. Bizi en çok korkutan gümrük geçişlerinde fazla sıra beklemek. Deneyimlerimizi paylaşacağız ki bizim gibi aracıyla yola çıkanlar faydalansın.
Türk bayrağıyla böyle bir yolculuğa çıkmak size ne hissettiriyor?
Bunun keyfi bambaşka! Heyecan dorukta, motivasyonumuz dorukta. Bu denli heyecan duymamızın nedeni kendi üretimimiz bir araçla gidiyor olmamız.
Yolda kaydettiklerinizle bir belgesel hazırlamayı planlıyor musunuz?
İnternet sitemizden yayınlayacağız zaten. Sosyal medyada da olacak. Ama döndüğümde bir belgesel yayınlama niyetim de var.
“Herkes yolda giderken radyo açar, müzik dinler ama ben otomobilin sesini dinlemeyi sevdiğim için hiçbir şey açmam”
Egea’nın hikayesi nedir?
2000’li yıllara kadar Türkiye’de otomotiv endüstrisinin ihracat potansiyeli kısıtlıydı. Özellikle son 10 yılda iç pazar için ürettiğinden daha fazlasını ihracat eder hale geldi. Egea ilk kez geçen yıl İstanbul’daki Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı. Hem Türkiye hem de büyük pazarda büyük heyecan oluşturdu. Başta Avrupa olmak üzere 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilmeye başlandı.
Bu gurur verici bir şey!
Bu model için ustalık eseri diyebiliriz. Tasarımından imalatına kadar Türk mühendisler çok önemli bir rol üstleniyor. Bizim modelimiz Almanya, İtalya gibi dünya devlerinin bulunduğu bir pazarda Sedan model otomobillerin satışını yeniden başlattı. Ayrıca bu model Autobest seçildi.
Yerli bir araçla daha önce böyle bir yolculuğa çıkıldı mı?
Çok uzun yollara çıkmış olanlar var ama böyle tam tur dünyanın çevresini dönen hiç yok. Her anlamda Türk bayrağı taşıyan bir otomobil ilk kez dünyanın çevresini dönecek.
Hem sürücünün hem otomobilin dayanıklılığı ölçülecek...
Bütün iklim koşullarına girecekler. Dile kolay geliyor ama değil. Uzun yola çıkanlar bilirler otomobilin ne kadar önemli bir faktör olduğunu.
Okan Bey’in hangi modelle çıkacağını nasıl belirlediniz?
Firma olarak onu otomobil seçiminde özgür bıraktık. “Hangisiyle çıkmak istersin” diye sorduk. “Hangisini isterseniz o olur” dedi. Sonuç olarak seri ürerimden çıkmış, lastikleri bile değiştirilmemiş benzinli bir modelle yola çıkıyor. Zorlaştırmak istedi. En pahalısı, en donanımlısı değil. Herkesin alabileceği bir model olsun istedi.
Yolculuk sosyal medyada paylaşılacak mı?
Elbette. Yol boyunca web sitemizden takip ediyor olacağız. Aynı zamanda bu yolculuk için açılan egeadunyaturu.com adresinden de takip edilebilecek yolculuk. Yolculuk sırasında küçük süprizler de olacak. Fiat’ın kendi sosyal medya hesaplarından da paylaşımlar yapılacak.
“Altan yolculuğu zorlaştırmak istedi. En pahalısını, en donanımlı aracı istemedi. Herkesin alabileceği bir modeli seçti.”
kaynak: Star Pazar